HOMO SEMIOTICUS

Mehmet Rıfat’ın Homo Semioticus kitabını bilir misiniz? Zihin açan bir kitaptır. Yazan, çizen, sanat ile uğraşan herkesin tekrar ve tekrar okuması gereken bir kitap. Homo Semioticus yani anlamlandıran insanın tüm yaşamı bir okuma serüvenidir der Mehmet Rıfat. Evet yeterince dolmalıyız ki boşaltalım. Bolca bilgi toplamalı, öğrenmeli, birleştirmeli, sindirmeli sonra bunları unutup yeni anlamlar yeni söylemler bulabilmeliyiz yazarken.

 

Dünyayı anlamlandırırken açıkça söylenenin, yaşananın, gözlemlenenin altında, üstünde, yanında bulunanı farkeden kişi Homo Semioticus. Bu bağlamda bir dramaturg olarak doğal tavrımız zaten böyle olmalı…

 

Dramatik yazarlık ve dramaturgi son derece özgür ama kurallı bir etkinliktir. Gösterge bilimleriyle çalışan Homo Semioticus’lar inceleme ve yaratı nesnesine bakarken ya da üretirken bir yanda bütünlük öte yanda bir çeşitlilik öngörmek zorundadır. Özellikle dramatik yapılarda bir metnin dilsel boyutta söylediği şeyin dışında bir sürü başka şey belirttiğini düşünürsek, sözdizimi, anlam bileşenlerinin ve kurgunun hem yatay hem de dikey boyutlardaki eklemlenişi üzerine bir mühendis gibi çalışmak gerekir…