MEMNUN EDİCİLİK / FAWN RESPONSE

Tam olarak güvende hissetmediğiniz ve yumurta kabukları üzerinde yürür gibi her davranışınıza dikkat etmek zorunda kaldığınız bir evde büyüdüyseniz, çatışmayı engelleyecek ya da birilerinin sinirlenmesini önleyebilecek bir gücünüz olduğuna dair yanlış bir inanca sahip olabilirsiniz.

Bu “fawn response” olarak adlandırılır. Yani insanları hep hoş tutma çabası ya da memnun edicilik olarak da açıklayabiliriz… “Fawn response” yani memnun edicilik travmaya bağlı bir başa çıkma yanıtıdır ve tespit edilmesi biraz zordur. cocuklar daha fazla ihmal veya istismar olasılığını azaltacağı umuduyla öfke, çatışma veya sıkıntılı durumları azaltmaya çalışarak ebeveynlerine “bakar” lar…

Başkalarının istek, ihtiyaç ve taleplerini yerine getirerek güvenlik bulacağına içgüdüsel olarak inanan yetişkinler olurlar. Herhangi bir ilişkiye kabul edilmenin ve ilişkiyi sürdürmenin bedeli, bütün ihtiyaçlarının, haklarının, tercihlerinin ve sınırlarının kaybedilmesi olsa bile bilinçsizce bu durum doğru ve normal gibi davranabilirler. Özellikle çocukluğun erken dönemlerinde şiddete meyilli ve narsistik bir bakım verenle büyümüş kişilerde daha yaygın bir başa çıkma yanıtıdır.

Fawning yani memnun edicilik aynı zamanda bedenden, duyumlarından kopmayı, “uyuşmayı” ve kendi ihtiyaçlarınızla “bağlantıyı kesmeyi” içerir.

Olumsuz Çocukluk Çağı Deneyimleri ya da Gelişimsel travma, siz gelişirken meydana gelir, dolayısıyla nasıl geliştiğinizi etkiler. Farkında olmadan memnun edicilik yani “fawn response” ile yaşıyor olabilirsiniz. Bu başa çıkma yanıtı, kendi gerçeğinizi duymanızı zorlaştırabilir. Günlük tutmak, iç bilgeliğinize erişebilmeniz için sesinizi duymanıza yardımcı olabilir. Artık bir yetişkin olarak, gerçeğinizi ifade etmek için kendinize izin verebilirsiniz. Günlük tutarak çocukluğunuzdaki tamamlanmamış konuşmaları veya bitmemiş meseleleri keşfedebilirsiniz. Zor bir durumda söylemiş olmayı diledikleriniz üzerinde düşünmek için zaman ayabilirsiniz. Bu aşağıdaki çalışmalar yazmaya bir giriş olabilir, yalnızca travmanın acı verici etkisini ele almakla kalmaz, aynı zamanda sizi güçlü yönlerinizi düşünmeye davet edebilir…

– Beni incittiğinde ……. hissettim.

– Söylediğin veya yaptığın en kötü şey şuydu. . .

– En çok korktuğum şey ….. olmuştu.

– Daha önce söylemedim ama keşke o zaman ……….. söylemiş olsaydım.

– Benden asla alamayacağın şey. . .

– Güçlü olduğumu biliyorum çünkü . . .

– Şimdi benim hakkımda bilmeni istediğim şey şu. . .

Çocuklar olumsuz duygularını zamanla kendilerine çevirmeyi öğrenir.

Sonuç olarak, öfke içeren bir öz eleştiri, kendinden şikayet etme, kendini beğenmeme, kendine zarar verme ya da sağlıksız yaşam tercihi davranışlarını körükleyebilir. Yetişkinlikte ise bu süreç depresyona, kronik ağrıya ya da bir hastalığın somatik semptomlarına dönüşebilir. Bazen kendimizi inkar ederek yaşıyoruz çünkü birisini veya bir şeyi kaybetmekten korkuyoruz… Başkaları tarafından kabul edilmek, sevilmek ve onaylanmak iyi hissettirir, ancak bunu “fawn response” yani memnun edicilik yanıtı ile yapıyorsak çoğu zaman büyük bedeller öderiz… Tekneyi sallamazsak çoğu zaman kaybettiğimiz kişi kendimiz olabiliriz.

Polivagal pencereden bakıldığında, “fawn response” yani memnun edicilik başa çıkma yanıtının vagus sinirindeki iki farklı etkileşimle gerçekleştiğini düşündürür. İlki, başkalarını hoş tutmak ve ilişkiyi sürdürmek amacıyla ventral vagal devre veya sosyal bağlantı sistemine aşırı yüklenmek olabilir. İkincisi, bu davranışın dorsal vagal kompleks olarak adlandırılan vagus sinirinin evrimsel olarak en eski devresine de çok yüklenildiğidir. Bu ilkel strateji, savaş ya da kaç savunma stratejilerini etkisiz kılmak için parasempatik sinir sistemini rafine olmayan bir şekilde aşırı meşgul eder. Bu strateji, tehdit içeren bir durumdan kaçmanın bir yolu olmadığında hayatta kalmak için önemlidir. Ancak zamanla bu vagal etkinliklerdeki yüklenme kendinizi bitkin, tükenmiş hissetmenize neden olabilir.

Acımı yok saymak yerine ona alan açarsam ne olur? Kendime kendimce ilgimi göstersem nasıl olur?

Fawn response yani memnun edicilik kendimizi yok saymayı öğretir.

Bu kelimeleri okurken bile, durup sezgilerinizin ve duyularınızın sizinle nasıl iletişim kurduğunu fark edebilirsiniz. Hayatınızda karşı karşıya olduğunuz güncel bir sorun ya da zorluk üzerine düşünmek için bir dakikanızı ayırabilirsiniz. Bunu yaparken karnınızdaki, göğsünüzdeki veya boğazınızdaki” ufak değişikliklere dikkat verebilirsiniz.

Nefes alma şeklinizde minik değişiklikler fark edebilirsiniz?

Bu sinyalleri görmezden gelmek yerine kendinize sorun: Bedenim ne bilmemi istiyor?

Bazen bedenden gelen sinyaller yoğun ve yorucu olabilir. Böyle zamanlarda kendinize nazik olun ve zorlamayın, sonra tekrar deneyebilirsiniz. Zamanla, içsel bilgeliğinize erişmenize yardımcı olmak için bedeninizin, zihninizin ve duygularınızın birlikte nasıl çalıştığını keşfedebilirsiniz… Memnun ediciler acı veren, zorlayıcı bir durumla karşılaştığında ve “önemli bir şey değil” deme eğiliminde olurlar…

Bunu hatırla – bugün bu zorluğu, rahatsız hissi farketmek, ilgili ve meraklı olmak olası mı?

Kendine sorabilirsin:

Acımı yok saymak yerine ona yer açarsam ne olur?

Kendime kendimce ilgi göstersem nasıl olur?

Aslında insanlığımızı her haliyle tutacak, kapsayacak kadar güçlüyüz.

Uzm. Ece Türkmut Dere

*5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu Konusunda Yasal Uyarı: Site içerisinde yer alan orijinal yazılar, derlemeler ve çeviriler Ece Türkmut Dere’ye aittir. Izin almadan ve kaynak göstermeden kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.