Özgürlük sana yapılanla ne yaptığındır… – Jean Paul Sartre
“Travma bilgili” (trauma-informed) kavramı günümüzde sağlık, eğitim ve topluluk alanlarında giderek daha yaygın hale geldi; ancak bu yaklaşımın faydaları sanat dünyasında, özellikle de performans sanatlarında da büyük önem taşıyor. Travma bilgili yaklaşım, bireyin yaşadığı zorlu ya da travmatik olayların beynini ve sinir sistemini yeniden yapılandırdığını kabul eder. Bu durum zihinsel veya fiziksel sorunlara yol açabilir ve birçok birey için zorlayıcı olabilir.
ABD Ulusal Davranışsal Sağlık Konseyi’nin araştırmaları, ABD’li yetişkinlerin %70’inin hayatında en az bir kez travmatik bir olay yaşadığını gösterirken, ruh sağlığı hizmeti alan danışanların %90’ı travma deneyimlediğini bildirmiştir. Bu durum, sanatla uğraşan bireylerin de geçmişlerinde travma yaşamış olabileceğini gösteriyor.
Özellikle performans sanatlarında, duygusal ve fiziksel sınırlarla çalışmak hem oyuncular hem de sanatçılar için zorlayıcı olabilir. Bu yüzden, travma bilgili yaklaşımlar sanatta güvenli alanlar yaratmak için gereklidir.
1990’larda Judith Hermann ve Bessel van der Kolk gibi uzmanlar travmanın farklı yönlerine dair önemli çalışmalar yayınladı. 1998’de yapılan Olumsuz Çocukluk Çağı Deneyimleri araştırması da çocukluk dönemindeki travmaların ilerleyen yaşlarda sağlık sorunlarına yol açabileceğini ortaya koydu. Özellikle sanat dünyasında geçmiş travmaların yüzeye gelebileceği çalışmalar yaparken, bireylerin güvenliğini sağlamak için bu bilgilere dayanmak önemlidir.
SAMHSA’nın belirlediği travma bilgili yaklaşımın altı ilkesi bu bağlamda sanat ve performans alanında çalışan herkes için yol göstericidir:
Sanatta travma bilgili bir yaklaşımı benimsemek, performans sürecinde yaratıcılığı güçlendirir ve sanatçıların kendilerini ifade etme sürecinde destek sağlar. Bu anlayış, hem sanatçılar hem de seyirciler için dönüştürücü bir deneyime kapı açabilir.
Travma bilgili uygulayıcılar, travma alanında eğitimlerine devam etmeyi taahhüt ederler, alandaki yenilik, gelişime ve uygulamaları takip ederler, güvenlik, güvenilirlik ve şeffaflık, akran desteği, işbirliği ve karşılıklılık, güçlendirme, söz ve seçim, kültürel, tarihsel, toplumsal ve cinsiyet konuları gibi bazı temel prensipleri içselleştirir ve buna uygun hareket ederler.