
TRAVMATIK DÖNEMLERDE ÇOCUKLARA DESTEK OLMAK
Ülke olarak zorlu zamanlardan geçiyoruz. Yetişkinler olarak olabildiğince uyum geliştirme becerisi içinde aldığımız her kötü haberi, şahit olduğumuz her talihsiz olayı sindirmeye, tolere etmeye çalışıyoruz. Tepemizde dolaşan kara bulutlarla ilgili sürekli bir bilgiye, sohbete, yayına, fotoğrafa maruz kalıyoruz. Biz bunlarla baş etmeye çalışırken çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz? Bu uzun bir konu çok sayıda çalışma ve öneri var ancak aklıma gelenleri hızlıca paylaşmak istedim.
Travma şiddet, taciz, terör gibi olağandışı olaylardan kaynaklanabileceği gibi gündelik ve sıradan olaylardan da kaynaklanabilir. Çocuklar sık sık potansiyel olarak travmaya neden olabilecek olaylara maruz kalırlar. Ancak çocuklar doğaları gereği hem kırılgan hem de dirençlidir. Çocuğun stresi atlatıp atlatamayacağı tehdit sırasında ya da sonrasında yaşadıklarına bağlıdır. Çocuklar özellikle 8 yaşına kadar olan herşeyin “kendileri yüzünden” olduğunu düşünür. Çocuğa birşey söylediğinizde bu yüzden unutmaz. Kayda alır. Onlarla ilgili olmadığını anlatmak gerekir. Öncelikle bebeklerin, okul öncesi çocukların ya da küçük çocukların “küçük” oldukları için olaydan “etkilenmeyecek” ya da “hatırlamayacak” olduğu mitlerini unutun. Çocuklar etkilenir ve hatırlar bu noktada önemli olan “yetişkin” ve “ebeveyn” olarak sakin, tutarlı ve sabırlı bir destek sunmaktır.
Her çocuğun travmaya yatkınlığı farklı olur. Yaş, erken dönem bağlanma ilişkisi, genetik eğilim, geçmişte yaşanan stresler bu farkı belirler. Çocuk ne kadar küçükse, daha büyük çocukların ya da yetişkinlerin etkilenmeyeceği olaylar onları daha çok sarsabilir. Bunun travmaya neden olan olayla ilgisi yoktur. Bununla birlikte tek bir olaya bağlı travma psikolojik değil, fizyolojiktir.
Çocuğun sarsıcı olayı atlatma kapasitesini geliştirmek için bazı öneriler sıralayacağım. Ancak bazen zor da olsa tüm bu önerileri uygulayabilmek için öncelikle sizin sakin ve sabırlı olmanız gereklidir.
Görebileceğiniz davranışlar:
-
Aileden ayrılma korkusu
-
Bağımlı ve yapışan davranışlar
-
Agresif davranışlar
-
Daha az duygu gösteren çekingen davranışlar
-
Daha çok ağlama, sızlanma, tantrumlar, çığlık atma
-
Hedefsiz hareketler, organize olamayan tavırlar, donma tepkisi
-
Kendini rahatlatamama
-
Uyumakta zorlanma ya da sık sık uyanma
-
Öfke ve bıkkınlık gibi duyguları tolere edememe
-
Şahit olduğu bir sahne varsa, oyun vb içinde sahneyi tekrarlama
Daha erken yaşta görünen davranışlara dönme:
-
Tuvalet problemleri
-
Parmak emme
-
Karanlık korkusu
-
Dil ve konuşma becerisinde gerileme
-
Hafıza problemi
-
Olduğu yaştan daha çocukça davranışlar
Travma sonrası stres semptomları:
-
Travmatik olayı tekrar tekrar deneyimleme, yaşantılama, hatırlama
-
Uyuşma (duyguları ifade edememe)
-
Kaçınma (olayı hatırlatacağını düşündüğü şeylerden kaçınma)
-
Olayla doğrudan ilgisi olmayan yeni korkular geliştirme
-
Çevreyi keşfetmede, oyun oynamada isteksizlik
-
Normal gelişimsel becerilerini yapamama
-
Fiziksel semptomlar (karın ağrısı, baş ağrısı vb)
Neler Yapılabilinir?
-
Çocuğu dinlemek için mevcut ve hep müsait olun.
-
TV, sosyal medya vb erişimini engelleyin.
-
Sakin bir ses tonu ile konuşun.
-
Çocuğun hislerini ciddiye alın “ağlama”, “geçti”, “bebek gibi davranma” vb sözler sarfetmeyin
-
Çocuk konuşmak isterse konuşun, kesinlikle konuşmaya zorlamayın
-
Çocuk kucaklanmak, sarılmak, dokunmak vb fiziksel temas istiyorsa, teması o sonlandırana kadar sürdürün. Bolca sarılın.
-
Çocuğun ağlamasına izin verin.
-
Çocuğun duygularını ve fiziksel reaksiyonlarını tanımlayabilmesi için bir dil geliştirmesine yardım edin.
-
Bolca oyun oynayın, hayal gücünü kullanmasını ve hareket etmesini sağlayacak oyunlar üretin.
Çocuğun duyu farkındalığını geliştirmek için neler yapabiliriz?
*Bolca oyun oynayın, hareket etmesini sağlayın. Bütün oyunlara siz de katılın. Oyunun temposunu çocuğunuz belirlesin.
-
Nefes egzersizi
Travma ve kronik stres durumlarında nefes kaotiktir. Nefesi sakinleştirmek yardımcı olabilir. Elbette oturup nefes egzersizi yapmak çocuğun ilgisini çekmeyebilir. Bunu bir oyuna dönüştürün mesela köpük balon üfleyin. Nefeslerin alınışı ve verilişine dikkat vermesi ile ilgili yönlendirmeler yapabilirsiniz. Burundan derin bir nefes alıp köpüğü üfleyerek şişirmesini isteyebilirsiniz.
-
Duyu dili geliştirmek
Bir kutuya farklı şekil, boyut ve dokularda nesneler koyun. (Taş, pamuk, kaygan bir oyuncak, değişik kumaş parçaları vb) Yine bir oyun ile çocuğunuzun gözleri kapalı bu nesnelere dokunmasını ve tanımlamasını ya da nesneyi tahmin etmesini isteyin.
Bütün nesnelere dokunduktan sonra bu nesnelere dokunmanın parmaklarında nasıl hisler yarattığını anlatmasını isteyin (batan, ağır, soğuk, yumuşak, gıdıklayan vb.)
Sonra tek tek bu nesnelere dokunduğunda kaslarındaki hisleri anlamasını sağlamak için karşılaştırma yapmasını isteyin. (hafif, ağır vb)
Başka bir yöntem de yiyecek üzerinden yapılabilir. Küçük kaplarda tatlı, tuzlu, baharatlı, ekşi vb. ve farklı dokularda yiyecekler hazırlayın. Yiyecekleri beraber tadabilirsiniz. Her tadımdan sonra su ya da kraker vererek ağzın içini temizleyin ki sonraki tadı ayırt edebilsin. Denediği her lokmanın tadını, dokusunu tanımlaması ve karşılaştırması için yukarıdaki yönergeleri kullanın.
Birlikte yemek yapabilirsiniz. Bir kek mesela; un, su vb farklı dokular ve kokulara teması olur ve yine yukarıdaki önermeleri kullanarak ifade yöntemleri geliştirmesine yardımcı olun.
Keşfettiği duyu ve duyguların listesini yapın.
-
Boyama
Rastgele yapılan çizimler çocuğun kendini ifade etmesi için çok faydalıdır. Ayrıca Renklerle bir kodlama oluşturmasına yardım edebilirsiniz.
Mavi- üzgün
Turuncu- sinirli
Pembe- mutlu
Mor- enerjik
Kırmızı – kızgın, sıcak
Kahverengi – kasılmış
Boş bir insan/çocuk resmine ve kod sistemini görebileceği bir şekilde, o an hissettiği duyguları bedenin bölgelerinde boyamasını söyleyin. Bu yöntem rahatsız edici duyumların betimlenmesine yardımcı olur.
-
Meditasyon
Yine nefes egzersizi gibi bir oyun eşliğinde zihni sakinleştirmek mümkündür. Ancak bunu duyu ve duyguları ifade edebilecek söz/ kelime dağarcığı arttıktan sonra yapmanız tavsiye edilir.
Zihin Kavanozu
Bir kavanoza su ve simler koyun. Şu sallayınca karışan biblolar gibi. Kendinize de bir tane yapın. Üzerine zihin kavanozu yazın. Oynamaya istekli olduğunda; “Bu kavanoz tıpkı benim aklımdaki düşünceler, duygular gibi… Senin kavanozunda da senin aklındaki duygular ve fikirler var.” diyerek açıklama yapın. Kavanozu sallayın, ve simlerin hareketini izleyin. Bir kaç kez tekrar edebilirsiniz. Sonra tekrar son bir sallamadan sonra “İçerideki duyguları merak ediyorum?” diyerek çocuğun gözlerini kapatarak kendine odaklanmasına aracı olun. 1 dakikadan fazla sürmesin. Sonra gözlerinizi açıp “Bugün içeride ne farkettin çok merak ettim?” diyerek onu konuşması için yüreklendirin.
-
İp Atlama
Hayali ip atlama oyunu. Gerçek bir ip kullanmayın çünkü yorulabilir ya da düşebilir. Bu oyun hayali bir iple oynandığında çocuğu harekete geçirir. Çocuğun ip atlarken başarılı bir kaçışı temsili olarak gerçekleştirmesine fırsat vermiş olursunuz.
Tüm Hakları Saklıdır. Yayınlanan çeviri, makale, yazı, döküman, dosyalar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © Ece Turkmut 2017